Blogumda Ara

25 Ağustos 2011 Perşembe

Gökten Düşen Gri Elma

Steven Paul Jobs

Sabah ofise gelip mühendislik ve tasarım harikası bilgisayarımı açtım. Twitter'da trend twit arasında ismini gördüğüm Steve Jobs'un Apple CEO'luğundan istifa ettiğini öğrendim. Sabah istifa ettiğini ilan eden Steve Jobs ile ilgili tek atılan herhangi bir Türk twitine rastlamadım. Tabi şuanda gündem Fenerbahçe. Bir Haber Türk gazetesi okuyucusu olarak gazeteyi açtım ve Steve Jobs ile ilgili haberi ve haberin sonundaki istifa mektubunu merakla okudum. İstifa mektubunda diyor ki:
'' Eğer Apple CEO'su olarak görevlerimi ve benden olan beklentileri daha fazla yerine getiremeyecek duruma gelirsem bunu herkesten önce benden duyacağınızı daha önce sizlere söylemiştim. Ne yazık ki o gün geldi.'' Mektupta beni etkileyen iki kısımdan biri bu. Çünkü tasarım,mühendislik ve teknoloji harikası, dünyanın her yerinde ilgi odağı olan Apple ürünlerinin kurucusunun, koca devinin istifa mektubunu okuyordum. Haberi okumadan önce acaba yerine kimi aldılar diye düşünürken mektubun şu kısmını okuyorum:
'' Hastalığım nedeniyle bir süredir yerine getiremediğim görevlerimi üstlenen Tim Cook'u şiddetle Apple'ın yeni CEO'su olarak öneriyorum'' ve hemen akebinde okuyorum Apple'ın yeni CEO'su Tim Cook
Ne kadar mütevazice diyorum. Apple'ın Türkiye kökenli bir şirket olduğunu ve bu istifa olayının Türkiye'de yaşandığını düşündüğümde şirket içi yaşanacak olan entrikanın hesabını yapamıyorum bile. Ama Jobs, kendi yerine 'şiddetle' bir başka çalışma arkadaşını öneriyor. Adına kitaplar yazılan Apple devinin uzun biyografisini okudum, etkilenmeyecek gibi değil. 

İşte gökten düşen o gri elma: Steven Poul Job

1955 Şubat 24  Steven Paul  San Francisco'da dünyaya geliyor,  Paul ve Clara Jobs çifti tarafından evlat ediniyor.

1960 Jobs'un ailesi *Silikon Vadisi'nin kalbi olarak bilinen Palo Alto'ya taşınıyor.

1969 Steve Jobs, Steve Wozniak ile tanışıyor. Woz, kendisinden 5 yaş büyüktür.


1972 Steve ve Woz *mavi kutular icat edip, bu kutuları Berkeley öğrencilerine satmaya başladı. Yaptıkları legal değildi.


1973 Liberal sanat okulu olarak bilinen Reed College'da bir sömestır okuduktan sonra okuldan ayrıldı.
 
1974 Steve Atari firmasında işe girdi ve 19 yaşında ruhunu aydınlatmak için Hindistan'a gitti


1975 Steve ve Woz, Job'un evinin garajında Apple I için çalışmalara başladı ve bunu hobiseverlere sattı.
 
1976 Mar. Woz ve Steve ilk Apple I kurulumunu Homebrew Computer Club. firmasına gösterdi. Nisan 1'de Apple Computer Inc. Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ron Wayne tarafından anonim şirketi olarak kuruluyor. 1976 yazında Steve Jobs ve Woz Apple I'i Kişisel Bilgisayar Festivalinde gözler önüne seriyor. 

1977 Ocak Mike Markkula Apple'a $250.000 civarında yatırım yapıyor ve Mike Scott'u CEO olarak çalıştırıyor.
Woz ise HP'den ayrılmaya zorlanıyor. 1977 Nisan'ında Batı Şeridi Bilgisayar Fuarı'nda Apple II prototipiyle büyük sansasyon yaratıyor.

1978 Apple II Amerika'da büyük bir hit haline gelerek kitlesel pazarın ilk kişisel bilgisayarı oluyor. Steve Jobs'un eski kız arkadaşı Chris-Ann Brennan'dan Lisa adında evlilik dışı bir kız çocuğu oluyor. Jef Raskin, Macintosh kitabına başlarken Apple'da, Apple III ve Lisa -kızının adını bilgisayara veriyor- üzerine çalışmalar başladı


1979 Kasım Steve Jobs Xerox PARC. firmasında ilk kez grafik kullanıcı ara yüzünü keşfetti. 



1955-79 yılları arasına baktığımız zaman Jobs gençlik yıllarını yaşıyor. Ben sadece gençlik yıllarını sizinle paylaşıyorum çünkü göstermek istediğim başarı öyküsünün başlangıcıydı.1979 yılından sonra neler başarmış merak ediyorsanız allaboutstevejobs.com sizi hayretler içinde bırakmaya yardımcı olacaktır. Çünkü bilgisayar ve teknoloji ile ilgisi bilişim aletlerini kullanmaktan öteye geçmemiş insanlar Steve Jobs'un varlığını iphone ile farketti. Şuan piyasadaki en beğenilen, kullanışından en memnun kalınan telefon olan iphone'nun icat edilmesinde en büyük rol oynayan Steve Jobs bence Türkiye'de çok az bir topluluğun dikkatini çekiyor. Bugün bile istifa haberi sabah saatlerinde gazetenin 5.sayfasında yer alırken, öğlen saatlerinde ana ekranda bile yer almadı. Ama iphone 5'in lansmanının yapılacağı zamanki ilgiyi herkesin şimdiden tahmin etmesi son derece basit. 
...


Steven Poul Jobs,
Her anlamda inkar edilemeyecek sıradışılıkta bir adam,
Apple II ve Macintosh ile kişisel bilgisayar sektöründe, iTunes ve iPod'la müzik aletleri sektöründe, iphone ile telefon sektöründe, Pixar ile animasyon sektöründe adını altın harflerle yazdırdı.
Vizyon sahibi, yenilikçi,
Orta sınıftan gelen, üniversite eğitimi almaksızın bilgisar imparatorluğu kuran ve o imparatorluktan bir kaç yıl içerisinde milyar dolar kazanan bir dev Steve,
Kendi kurduğu şirketten kovulan ama şirkete CEO olarak geri dönen ve bu sabah Apple'ın en parlak devrinde CEO'tan istifa eden başarılı bir iş adamı,
Konsept sloganındaki gibi bilgisayarı bir ekmek kızartma makinası kadar kolay kullanır hale getiren kişi Steve Jobs...


Tüm dünyayı tasarım ve mühendislik harikası ürünleri ile kendisine hayran bırakan biri. Bu yazıyı yazdığım sırada istifası hakkında 1785 kişinin tüm Dünya'dan twit attığı kişi o. Hee biz mi napıyoruz? UEFA Fenarbahçe'ye:  ''yaptığın rezillikten sonra haydi sana güle güle demiş'' , TFF da: ''aaa olur mu öyle şey daha karpuz kesecektik demiş'' ya şimdi kıyamet kopsa gündemimiz Fenerbahçe.


*Silikon Vadisi: Güney Kaliforniya'daki San Fransisco vadisinin bir parçası olan San Jose vadisine verilen isimdir. Intel, Cisco, Google, HP, Maxtor, Apple, Microsof, Oracle, Mozilla, Facebook gibi yüksek teknoloji sektörlerinin doğuş yeridir. Steve Jobs'un burada yaşaması bir tesadüf değil onun kaderiydi. Bu başarı hikayesi onun zekasıyla birlikte kaderinde saklıydı.


*Mavi Kutu (Blue Boxes): Telefon şebekesini birçok açıdan kandırabilen tonlar üreten bir kutu.


Uzun hayat biyografisini okuduktan sonra kendisine hayranlığımın çoğaldığı, onun zeka ürünü ; Macbookair bilgisayarımdan yazdığım bu blogdan sevgiler :)


Gökten düşen gri elmanın zeka ürünleri - bir ekmek kızartma makinası kullanmak kadar kolay dizayn edilen- ile tanışıp bir ömür geçirmeniz dileğiyle...


Öznur


P.S: Şirket bilgisayarı olarak kullandığım Macbookair ilk zamanlar beni sinir krizlerine soksa da, ona alıştıktan sonra vazgeçilmezlerim arasında girdi.


Mac Hayatınızı Kolaylaştırır!








24 Ağustos 2011 Çarşamba

Sosyal Medyada Bulduklarım

Tarihlerin hayatımdaki önemi büyüktür. Şuanda o gün 9 Mayıs'tı diyebiliyorsam bu hoşuma gidiyor.
Dokuz Mayıs,

İki yüz doksan üç bin altı yüz altmış kişi gibi ben de Twitter'da Elif Şafak takip edenlerden biriyim. O gün yazdığı twitlerden biri şuydu: '' 17. yüzyılda çok yönlü Evliya Çelebi nice yolculuklar yaptı; insanlar, hayatlar gördü, Seyahatname’yi yazdı. Bugün ilginç bir yarışma düzenlendi gençler için; hayalinde yolculuklar olanlara, ruhu gezgin olanlara
Kendimi birden Hayalimdeki Yolculuk sitesinin içinde buldum. İfade kulaklarımda çın çın ... 'ruhu gezgin olanlar, hayalinde yolculuk olanlar'...Biliyorum ki beni tanıyan insanlar bile yukarıda yazdığım Elif Şafak twitini okuduğunda 'ben' akıllarına gelirim. Ee onların aklına gelen, benim başıma gelsin istedim. Bu güzel projenin amacı şu: Sen hayallerinin yolculuğunu en özgün şekilde sun, biz de hayalindeki yolculuğunu gerçekleştirip, seni Çağdaş Evliya Çelebi yapalım. Hayalimdeki Yolculuk projesinin ana sponsorluğunu British Council üstlenmiş. Devlet Bakanlığı, Hürriyet, Microsoft ise bu projenin heyecanıma heyecan katmasına neden olan diğer sponsorları. Eserler hem sitedeki yarışmacıların oylarına sunuluyor hem de içerisinde Coşkun Aral, Faruk Nafız Özak, Caroline Finkel, R.Erdem Erkul gibi jüri üyelerininde bulunduğu komitenin bilgisine sunuluyor. Her şey muazzam! Hayalimdeki Yolculuk  projesinin hayatıma girmesiyle birlikte gecem gündüzüm nasıl özgün olabilirime cevap aramakla, bu gezgin ruhumu nasıl en iyi şekilde anlatırımlarla geçti derken çizim yapmaya karar verdim. Hayalimin peşinden koşarken hayatıma girecek olan güzel insanların varlığından bihaberdim...
Aşağıda hayallerimi anlatan çizimimi paylaşmak istiyorum:


'Uçarak' adımları ile başlayıp, hayalime siz de eşlik edebilirsiniz. Detayları görebilmek kolay olmayabilir buyüzden çizimimi kısa da olsa ayrıntıya dökmek istiyorum. Hayatım boyunca sürekli farklı adımlar atmayı tercih ettiğim için hayalimdeki yolculuğu da farklı bir şekilde anlatmak istedim. Barkodların içine hayalimdeki ülkeye ait parçalar koydum. Portekiz barkodunun içinde yengeçi koyarken, Fransa'ya Eifel'i yerleştirdim. Rakamlar ise yine hayalimdeki ülkeye ait numaraları kapsıyor. Peki neden barkod sorunuzu duyar gibiyim. Çünkü barkodlarda ülke kodları bulunur. Bende küçükken başlayan bir alışkanlık var o da çikolataların barkodlarını okuyup aaa şuan şu ülkenin çikolatasını yiyorum diye mutlu etmek kendimi :) O yüzden hayalimdeki ülkeleri anlatırken istedim ki barkod olsun çizimimde :)
Yarışmanın sonucuna gelirsek; ben o 24 Çağdaş Evliya Çelebiler'den biri olamadım. Ama kendimi Çağdaş Evliya Çelebi hissedeli uzun zaman olmuştu ve hayallerim zaten hep yolculuklar üzerine çoktan kurulmuştu. Ama tabiki üzüldüm!

Hayalimdeki Yolculuk web sitesinde; sol köşede biçimsizce ve son derece karışık duran bir forumun varlığını çok sonraları farkettim. O dünyanın içine girdiğimde son derece şaşkındım. İnsanlar o kadar kaynaşmış ki orada kendimi dış kapının mandalı gibi hissettmekte son derece haklıydım. Ama ipin ucunu bi yerden yakalamak geldi içimden. Tutundum...
Tutundum ve kopamadık. Kopamayanlar olduk. Kopamayan Çelebiler olduk. Kazanan kaybeden(!) hep birlikte buluştuk. Sonra hep bir ağızdan dedik ki: ''Birbirinden bu kadar farklı insanlar -ama gerçekten herkes ayrı bir telden- kopamamaya sebep ne buldu ? ''.
Ben kendi adıma cevap veriyorum. Benim bulduğum 'samimiyetti'. İçimi ısıtan, konuştukça keşfettiğim sıcacık samimiyet duygusu.
Onsekiz Ağustos, Perşembe
Hayatıma başka bir yönden devam etmem gerektiğini öğrendiğim gün. O gün çok başka bir gün. O gün, hayatımda unutamayacağım şeylere bir yenisinin eklendiği gün. Robinson-e ve Fatma Doğan'ın güzel yüreklerini keşfettiğim gün.

Hayalimdeki Yolculuk projesini twitterında paylaşarak, ruhu gezgin olan güzel insanları tanımamın ilk adımına yön verdiği için Elif Şafak'a,
British Council ana sponsorluğunda düzenlenen bu muhteşem proje için emek veren herkese,
Ayaklarımı yerden kesip beni mutluluktan ağlatan nadir insanlardan Robinson-e ve Fatma Doğan'a,
Hepinize teşekkürü borç bilirim. Sosyal medyada bulduklarıma benden bir yıldızlı pekiyi.

Önceden sanaldı, kötüydü. O, sosyal medya olduktan sonra ün buldu. Bazen çocukluk arkadaşımdan daha samimi insanlar kattı hayatıma ve bazen de hayattaki doğru insanı...

Sizin de sosyal medyada hayatlar bulmanız dileğiyle...

Çok güzel kalın...

Öznur